SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TAHARA BAHSİ

<< 356 >>

DEVAM: 129. Yeni Müslüman Olan Kimseye Gusletmesi Emrolunur

 

حَدَّثَنَا مَخْلَدُ بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ قَالَ أُخْبِرْتُ عَنْ عُثَيْمِ بْنِ كُلَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ أَنَّهُ جَاءَ إِلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ قَدْ أَسْلَمْتُ فَقَالَ لَهُ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَلْقِ عَنْكَ شَعْرَ الْكُفْرِ يَقُولُ احْلِقْ قَالَ و أَخْبَرَنِي آخَرُ أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ لِآخَرَ مَعَهُ أَلْقِ عَنْكَ شَعْرَ الْكُفْرِ وَاخْتَتِنْ

 

Useym bin Kuleyb babası tarikiyle dedesinden rivayet etmiştir ki: "O (Kuleyb el-Cuheni) Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelip: Ben müslüman oldum, demiş, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de o'na: "Kendinden küfür kıllarını at, buyurmuştur."

 

(Ravilerden biri Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın sözünü) "traş ol" diye açıklamıştır.

 

(Useym'in babası Kesir) şöyle dedi: "Bir başkası bana haber verdi ki; Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisi (Haberi veren veya Resulullah) ile beraber olan diğer birine: "Kendinden küfür kıllarını at ve sünnet ol, buyurdu."

 

 

Bu Hadisi Kütüb-i sitte sahiplerinden sadece Ebu Dâvud rivayet etmiştir.

 

AÇIKLAMA:     Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yeni müslüman olan bu zata "kendinden küfür kıllarını at" buyurması geneli kapsamaz. Yani İslama yeni giren herkesin traş olması şart değildir. Burada; "kıl'ın küfre izafe edilmesi, bazı kafirlerin, alemeti farikası olarak uzattıkları saçlarının kesilmesi gereğine işarettir. Çünkü bazı bölgelerdeki gayr-i müslimler başlarını değişik bir biçimde traş ederlerdi. Ve kendilerine has bir alamet olarak başlarının bir yerindeki saçları uzatırlardı. Mesela, Mısır ve Hindistan'da durum böyle idi. İşte Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kesilmesini emrettiği kıllar bu tipteki saçlardır.

 

Ayni bu mevzuda şunları söyler: "Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in tıraş olmayı emretmesi, temizlikten mübalağa ve kafir iken büyüyen kıllarım izale içindir. Sünnet olmayı emretmesi ise, gayet açıktır. Eğer kafir müslüman olur ve sünnet olmanın vereceği eleme katlanamayacak durumda olursa, olduğu hal üzere terk edilir."

 

Ayni'nin, sünnet hususunda söylediği günümüzde problem değildir. Zira uyuşturucu iğnelerle hiç bir acı duymadan sünnet olmak mümkündür. Dolayısıyle İslama yeni girenlerin sünnet olmamasını meşru kılacak bir özür kalmamıştır.

 

Bu mevzudaki görüş farkları 54. Hadisin şerhinde verilmiştir. Ayrıca, hanefi fukahası bu konuda şunları da ilave etmiştir: Bülug çağından sonra müslüman olan kişinin mümkünse, kendi kendini sünnet etmesi veya eşi tarafından (sünnet) edilmesi daha uygundur.

 

Hz. İbrahim'in, 80 yaşında iken kendi kendisini sünnet ettiği sahih hadislerde bildirilmiştir. Bütün buna rağmen mümkün olmadığı takdirde "sünnetin ikamesi için haram irtikab edilmez" kaidesinden hareketle sünnet olma işini terk eder diyenler, olmuş ise de bu görüş muteber sayılmamaktadır. Zira sünnet olma hüküm bakımından her ne kadar sünnet ise de İslamın şiarı olması açısından lüzumlu görülmüş ve doktor tarafından sünnet edilmesi gereği üzerine durulmuş, fetva da buna göre verilmiştir.

 

Peygamber Efendimiz, küfür halinden kalma kılların kesilmesini İslamın şiar olan sünneti emrettiğine göre, küfür halinden kalma kirlerin izalesi öncelikle emredilmiş olmaktadır. Netice itibariyle Hadiste, müslüman olan kimsenin üzerindeki İslam adabına uymayan kılları kesmesi ve sünnet olması istenmektedir.